Dünyadan Ekonomi Haberleri

   
 


 

 

Ana Sayfa

İletişim

İMALAT MÜHENDİSLİĞİ --BOŞALTMA İŞLEMİ(BROACHING)

Videolar İmalat Müh.Boşaltma(Broşlama)

Dünyadan Ekonomi Haberleri

Türkiyeden Ekonomi Haberleri

İstatistik Ödevi

İstatistik Ödevi 2

Fabrika Proje Ve Organizasyon Ödevi

Fabrika Proje Ve Organizasyon 2.Ödev

 


     
 

16.7 Milyar Euroluk Dev Savaş Yatırımı
16.7 milyar euroluk dev savaş yatırımı
İngiltere Savunma Bakanlığı 14 tanker uçağı satın alıyor

27.03.2008 17:34
Avrupa Havacılık Savunma ve Uzay Şirketi (EADS), İngiltere Savunma Bakanlığı ile tanker uçağı anlaşması imzaladı.

Airbus firmasının ana ortağı EADS başkanlığındaki AirTanker konsorsiyumu
yaptığı açıklamada, İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin tanker uçağı
ihtiyacını karşılayacak anlaşmanın 27 yıl süreli ve 16,7 milyar euro
değerinde olduğunu bildirdi.

Airbus A330-200 tipi yolcu uçaklarından geliştirilecek tanker uçakların
2011 yılında hizmete girmesi bekleniyor. 

İngiltere Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada, 14 tanker uçağı
kapsayan anlaşmanın bugün Londra'da imzalandığını teyit etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin İngiltere ziyaretine denk gelen
anlaşma, İngiltere'de 600 kişiye iş olanağı sağlayacak.

Anlaşmada, ayrıca ''gerekli bütün altyapının düzenlenmesi, eğitim,
bakım, filo uçuşlarının düzenlenmesi ve RAF'ın dünyanın herhangi bir
yerinde havada ikmal yapmasını sağlayacak yer hizmetleri'' öngörülüyor.

Airbus A330-200 yolcu uçaklarından yapılacak tanker uçaklar Kraliyet
Hava Kuvvetleri'ndeki ''TriStar'' ve ''VC-10'' tanker uçaklarının yerini
alacak. İngiliz güçlerinin dünyanın herhangi bir yerinde yapacağı
operasyonları desteklemek ve askerleri operasyon bölgelerine nakletmek
için kullanılması da amaçlanan uçaklar, 300 asker ve teçhizatlarını
taşıma kapasitesine sahip olacak.

EADS başkanlığındaki AirTanker konsorsiyumunda, İngiltere'den Cobham,
Rolls-Royce ve VT Group ile Fransa'dan Thales şirketi bulunuyor.

Airbus uçaklarının kanatları Galler bölgesinin kuzeyindeki Broughton ve
Bristol kenti yakınındaki Filton'daki fabrikalarda tasarlanıp,
üretiliyor.

EADS ve Amerikalı ortağı Northrop Grumman, 29 Şubatta ABD Hava
Kuvvetleri'nin 179 adet tanker uçağı alımıyla ilgili 35 milyar dolarlık
ihalesini de kazanmıştı.

En değerli kulüp Manchester United

Forbes dergisi İngiliz futbol kulübü Manchester United’ı arka arkaya dördüncü yıl dünyanın en değerli futbol kulübü seçti
- ABD’li ünlü Forbes dergisine göre, Manchester United’ın değeri 1 milyar 800 milyon dolar. İngiliz kulübünü 1 milyar 285 milyon dolar değerle, İspanyol Real Madrid izledi.
Manchester United, salı günü Barcelona'yı eleyerek Avrupa Şampiyonlar Ligi finaline yükseldi
 

Forbes’un listesinde ilk 10’da yer alan kulüplerin 4’ü, dünyanın en zengin ligi olarak bilinen İngiltere Premier Ligi’nden. İlk 10’da, İspanya, Almanya ve İtalya’dan ise 2’şer futbol kulübü bulunuyor.

Listede 1 milyar 200 milyon dolar değerle Arsenal üçüncü, 1 milyar 50 milyon dolar değerle Liverpool dördüncü, 917 milyon dolar değerle Bayern Münih beşinci sırada yer aldı. Bayern Münih’i, Milan (798 milyon dolar), Barcelona (784 milyon dolar), Chelsea (764 milyon dolar), Juventus (510 milyon dolar) ve Schalke 04 (470 milyon dolar) izledi.

Manchester United, 2005’te ABD’li işadamı Malcolm Glazer tarafından satın alındı. “Kırmızı şeytanlar” olarak tanınan Manchester United, salı günü Barcelona’yı eleyerek Avrupa Şampiyonlar Ligi finaline yükseldi.

EN ÇOK KAZANAN BECKHAM
Forbes’a göre, dünyanın en çok kazanan futbolcusu ise, yılda 49 milyon dolar kazanan ve halen ABD’nin Los Angeles Galaxy takımında oynayan David Beckham. Beckham, daha önce hem Manchaster United, hem de Real Madrid’de forma giymişti.

Dergide ayrıca, Arsenal’in 60 bin 432 kişi kapasitelik Emirates Stadı maç başına 6 milyon dolarlık geliriyle “altın madeni”ne benzetiliyor. Bu stadı, oyun başına 5 milyon dolarlık gelirle Manchester United’ın 76 bin kişi kapasiteli Old Trafford stadı takip ediyor.
01 Mayıs 2008
 
Küresel pirinç krizi İsrail'i de vurdu
 
 
 
 

Dünyada baş gösteren pirinç krizi İsrail'i de vurdu. Ülkenin en büyük süpermarket zincirleri, pirinç satışlarında alım sınırlamaları getirmek durumunda kaldı; pirinçte perakende fiyatlar, yüzde 33'ten yüzde 70'e varan oranlarda zamlandı.

Dünya çapında artan talep, pirinç stoklarının son yılların en düşük seviyelerine inmesi ve fiyatların tırmanmasıyla küresel anlamda bir gıda krizine dönüşen pirinç, İsrail'de de tüketicilerin ceplerini yakmaya başladı. Ülkenin en büyük süpermarketler zincirlerinin bazıları, dünya pazarlarında yaşanan sıkıntının İsrail'e de erişmesi sonrası, pirinç satışlarına kişi başına ancak 1-2 paket satarak sınırlama getirdi.

Kiloluk bir paket pirincin fiyatı 7 şekel'den 12,5 şekel'e tırmandı.
Büyük süpermarket zincirlerinden Sugat'ın basın sözcüsü daha önce böyle bir şey hiç yaşamadıklarını belirtirken, hatta ülkenin kuruluşundan bu yana bu tür bir darboğaz görmediklerini duyurdu. Sugat'ın da pirinç fiyatlarını yüzde 70 oranında artırdığı bildirildi. Basın sözcüsü, pirincin geçen yıl yüzde 104'lük bir artış kaydettikten sonra, bu yıl başından bu yana yüzde 68 oranında arttığını hatırlattı. Pirincin yanı sıra geçen yıl buğday fiyatlarının yüzde 53, mısır fiyatlarının da yüzde 45 yükseldiğini söyleyen basın sözcüsü, sorunun çözülebileceği konusunda iyimser olmadığını, yine de vatandaşların paniğe kapılıp stoklama yapmamaları halinde, talebi büyük ölçüde karşılayabileceklerini dile getirdi.
Dünya genelinde gıda fiyatlarındaki artışların, süpermarketlerde gıda fiyatlarında ortalama yüzde 10 oranında bir fiyat ayarlamasına gidilmesine yol açacağı belirtiliyor. Fiyat ayarlamalarının, bu sektörde hemen tüm alanları etkilemesi, bağlı sanayilerden başlayarak, gıda üreticilerinin, dağıtıcıların, restoranların, kafelerin, ayaküstü yiyecek satışı yapan işyerlerinin, catering firmalarının ve otellere kadar geniş bir yelpazeye yayılması bekleniyor.

Restoranlar, rekabet nedeniyle henüz fiyatlarında ayarlama yapmakta ihtiyatlı davranırken, gazetelere verdikleri ilanlar yoluyla, "fiyatları ortaklaşa yükseltme" sinyalleri verdiler. Köşe yazılarında yazarlar, tüketicilere fiyatları değişik yerlerden kontrol etmeden ürün almamaları, pazarlık etmeleri ve indirim istemeleri yolunda öğütler verirken, "Bir hafta pirinç satın almazsak, fiyatların yükseldiği gibi aynı hızla düştüğünü göreceğiz" diye yazdılar
.
Üzerinde kamu denetimi bulunan ekmekte de fiyatların önümüzdeki aylarda yüzde 10 ile yüzde 15 arasında artacağı tahmin ediliyor. Bunlara ilaveten kahve fiyatlarının yüzde 5,5 ile yüzde 8,5, şekerleme ürünleri fiyatlarının da ortalama yüzde 5 zam göreceği ifade ediliyor.

 

 
05 Mayıs 2008
 
Microsoft teklifi geri çekti, Yahoo hisseleri
 
 
 
 

Microsoft'un dünyanın en büyük internet sitelerinden biri olan Yahoo'ya yaptığı 47.5 milyar dolarlık teklifi geri çekmesi, Yahoo hisselerinin dibe vurmasına neden oldu.
Piyasa açılmadan önceki işlemlerde Yahoo hisseleri yüzde 21 değer kaybederken, 22.65 dolara indi. Yaşanan düşüşte Citibank'ın Yahoo hisseleri ile ilgili olarak işlem tavsiyesini 'sat'a döndürmesi de etkili oldu.
Yahoo, cuma günü Microsoft ile anlaşmanın yakın olduğu beklentisi ile yüzde 7 prim yapmıştı.
05 Mayıs 2008
 
 
 
Dünyanın en büyük özel fonu Carlyle Group
 
 
 
 

Uluslararası özel sermaye fonlarından The Carlyle Group, Private Equity International dergisi tarafından yayımlanan dünyanın en büyük 50 özel sermaye fonu listesininde ilk sırada yer aldı.
The Carlyle Group, 52 milyar dolar ile 2003 yılından bu yana yönettiği varlık toplamını en hızlı artıran özel sermaye fonu oldu. Geçen yılki PEI 50 sıralamasında, Carlyle 32.5 milyar dolar ile yine birinci sırada yer almıştı.
Bu yıl da Carlyle'ın başı çektiği listede sektörün tanınmış firmalarından Goldman Sachs 49 milyar dolar ile ikinci, TPG 48,75 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı.
Private Equity International, firmaları beş yıllık süreçlerde kendilerine yapılan yatırım miktarlarına göre değerlendirmeye alıyor. PEI Media direktörü David Snow; dünyanın en büyük 50 özel sermaye (private equity) firmasının yönettiği fonlar toplamındaki artışın son beş yıllık dönemde 810 milyar dolara ulaştığını, bu artışın doların değerindeki düşüş ve enerji sektörüne olan ilginin artması sebebiyle önümüzdeki yıllarda da süreceğini bildirdi.
Private Equity International dergisinin sıralaması:
1. The Carlyle Group
2. Goldman Sachs Principal Investment Area
3. TPG
4. KKR
5. CVC Capital Partners
6. Apollo Management
7. Bain Capital
8. Permira
9. Apax Partners
10. The Blackstone Group
 

 

 
06 Mayıs 2008
 
Petrolde kabus senaryosu
 
 
 
 

Petrol fiyatlarında yaşanan yükseliş, yeni zirveleri de gündeme getiriyor.
Son olarak Goldman Sachs analisti Arjun Murti tarafından yayınlanan raporda, fiyatların bir sene içerisinde 200 dolara kadar yükselebileceği ifade edildi.
KİM BU ARJUN MURTİ?
Aslında hergün petrolle ilgili yeni tahminler yayınlanıyor ama Goldman Sachs'ın analisti Murti'nin burada farklı bir yeri var. Murti'nin ciddiye alınması gerektiren en önemli neden, önceki uçuk tahmininin tutmuş olması...
Arjun Murti, 2006 yılının mart ayında, yani petrol fiyatları henüz 60 dolarlı seviyelerdeyken ortaya çıkıp fiyatların 105 dolara kadar yükseleceğini öngörmüştü. Piyasanın büyük bölümü tarafından fazla ciddiye alınmayan bu raporun fazlası bile olduğu geldiğimiz şu noktada ortaya çıktı. Petrol yıllardır hızla artarken, dün itibariyle tarihinde ilk kez 120 dolara ulaştı.
Arjun Murti, yeni raporuyla şimdi petrol için daha yüksek bir seviyeyi işaret ediyor. Murti'ye göre ham petrolün varil fiyatı, arz eksiklği ve piyasadaki belirsizlikler nedeniyle iki sene içerisinde 150-200 dolar bandına oturacak.
SPEKÜLATÖRLER YÜKSELİŞE YARDIMCI OLUYOR
Petrolde son yıllarda yaşanan yükselişin temelinde Ortadoğu kynaklı gelişmeler ve petrol arzının talebe yetişemeyeceğine yönelik endişeler yer alsa da spekülasyonların etkisi de tartışılamaz. Özellikle dolardaki düşüşü fırsat bilen fonların petrol ve diğer emtialara hücum etmesi fiyatların suni bir şekilde artmasına neden oluyor. Uzmanlar, petrolün 100 dolardan sonraki yükselişinde piyasadaki spekülasyonların ve hedge fonlarının büyük etkisinin olduğu belirtiyor.

 

09 Mayıs 2008
 
Petrol fiyatları tutulmuyor
 
 
 
 

Uluslararası piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı 126 doları da geçti.
ABD ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi 2,51 dolar artarak, 126,20 dolara yükseldi. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 125,90 doları gördü.

Piyasa uzmanları, yatırımcıların petrol benzeri emtiaları enflasyona karşı korunma amaçlı gördüğünü söylüyorlar. Bazı uzmanlar ise petrol fiyatlarının bir yıl öncesine göre ikiye katlanmasının gerisindeki asıl nedenin ise ABD Doları'nın değer kaybetmesi olduğunu ifade ediyorlar.
OPEC Genel Sekreteri Adbullah El-Bedri'nin dün, dünya petrol piyasalarında arzın yeterli olduğunu, gerekirse daha fazla petrol pompalamaya hazır oldukları açıklaması da petrol fiyatlarının yükselişini durduramadı.

 

11 Mayıs 2008
 
Çin'de 'ultra ucuz işgücü' efsanesi bitiyor
 
 
 
 

Düşük ücret politikasında ısrar eden, uluslararası standartlarda üretim ile çalışan koşullarına çok fazla hassasiyet göstermeyen Kızıl Kapitalist Çin'de, üretim maliyetleri ülkenin bütün kontrol çabalarına rağmen artıyor. Dünyanın 'üretim motoru'na dönüşen ülkede yüksek maliyet ve düşük kár marjları yüzünden binlerce fabrika kapanma tehlikesi yaşıyor.

ÜRETİM ve ihracata açık, ithalata çok da açık olmayan bir ticari model geliştiren 'Kızıl Kapitalist' Çin, düşük ücret politikasındaki tüm ısrarlarına rağmen, artan maliyetlerin önüne geçemiyor. Dünyanın 'üretim motoru'na dönüştüğü söylenen Çin'de maliyetleri kontrol altında tutmak için olağanüstü bir çaba gösteriyordu. Yüzde 60 kapasiteyle çalışan fabrikaların zarar etmeye başladığı ve maliyetlerdeki yükseliş ile kár marjlarındaki düşme nedeniyle ekonomisi zorlanan Çin'de pekçok üreticinin iflas noktasına geldiği iddia ediliyor. Hong Kong Sanayi Odası'na göre, Pearl River Delta'sında 60 bin ile 70 bin arasındaki atölye yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2008 sonuna kadar kapanabilir. Düşük değerli, enerjiyi verimli kullanamayan ve işe yüzde 8 kár oranlarıyla başlayıp, şu sıralar sıfıra yakın kár oranını kabullenen firmaların kapanma dalgasından ilk etkilenecek şirkketler olacağı söyleniyor.

Avantajını yitirdi

Çin'in, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelere kıyasla üretim avantajını kaybettiği de konuşuluyor. Booz Allen Hamilton'ın danışmanı Ronald Haddock'un "Globalleşme artık ciddi olarak gerçekleşiyor. Çin eskiden olduğu noktada değil" sözleri de dünyadaki değişen dengelere işaret ediyor. Çin'in para birimi yuan'ın yükselişi de global şirketlerin merkezlerini değiştirmesinde etkili oluyor ama Çin'in işçilere emeklilik garantisi ve uzun süreli istihdam hakkı gibi yasalar çıkarmaya hazırlanması en önemli etken. Çünkü sadece bu kanunların, maliyetleri yüzde 40 artıracağı hesaplanıyor.

Vietnam'a büyük göç

Çin üretimde avantajlarını kaybederken, yanı başındaki Vietnam, Çin'den vazgeçen şirketlerin büyük bir göç gerçekleştirdiği ülke olarak öne çıkıyor. Vietnam'da maliyetler Çin'den yüzde 50 daha az. Vietnam'da bir fabrika kurmanın maliyeti Çin'dekine kıyasla 3 kat fazla olsa da, çalışmaya başladıktan sonra düşük maliyetler avantaja dönüşüyor. Geçtiğimiz haftalarda Vietman'da 59 dolar aylık maaş alan işçilerinin yüzde 20 zam talebi Nike'tan karşılık görmeyince, işçilerin greve gitmesi, Vietnam'da asgari ücretin 59 doların bile altında olduğunu hatırlatmıştı. Hindistan'da ise çalışan kalitesinin Çin'dekine oranla yüzde 60 oranında daha düşük ve verimsiz olduğu biliniyor.

Farklılaşma zorunluluğu

Çin ucuz iş güçü ve değersiz yuan sayesinde ihracatını sürekli olarak artırdı. Ürettikçe Çin'de yeni bir orta, orta üstü ve üst sınıf oluşmaya başladı. Lüks tüketimin en çok arttığı ülkelerin başında Çin'in gelmesi de yaratılmış bu yeni sınıflardan kaynaklanıyor. Uluslararası standartlarda üretime ve çalışan koşullarına çok fazla hassasiyet göstermemekle eleştirilen Çin, bu uyarılara artık kulak vermek zorunda da kalacak. Çok sayıda Çinli üretici, Amerika'dan kaynaklanan bir farklılaşma politikası içinde yeniden yapılanmaya gidiyor. Çin'in yeni iş kanununda bazı düzenlemeler yapıldı. Emtia ve enerji kullanımındaki yükseliş ve çıkarılması beklenen öncelikli yasalardaki ertelemeler üreticileri zora sokuyor. Çin'in 'ultra-ucuz işgücü' efsanesifarklılaşma zorunluluğuyla birlikte bitiyor.

Şirketlerin yüzde 75'i otomasyona geçti

BAZI uzmanlar Çin'in elinde kalan son kozun 'verimliliği artırmak' olduğunu söylüyor. Şirketler bu yüzden çalışanları için kamplar açıyor. Çocuklarına İngilizce öğreten ve lojman veren firmaların sayısı artıyor. Maliyetlerini düşürmek için otomasyona geçen firmaların oranı ise yüzde 75 civarında.

Enflasyonun artması orta sınıfı zorluyor

ÇİN'de aylık geliri 845 dolar civarında olan bir aile için hayat normal akışında devam ederken, son ekonomik gelişmeler nedeniyle giderleri yüzde 100 artan aileler zorlanmaya başladı. Çin'de enflasyon oranı yüzde 4.8'den yüzde 8.7'ye yükseldi. Yağ, et ve süt fiyatları her geçen gün artıyor. Ücretlerdeki yükseliş ise son üç yılda yüzde 10 civarında oldu. Çin'de artık kızartma yerine haşlama yemekler yendiği, yemeklerdeki et oranının azaldığı Batı basınında da sıkça haber oluyor.

Çin'deki enflasyon Türkiye için olumlu zemin oluşturur

YEŞİM Tekstil Genel Müdürü Şenol Şankaya, son dönemde Çin ve Uzakdoğu ülkelerindeki ihracatçıların en çok yakındıkları konunun enflasyon olduğunu belirterek "5 Uzakdoğu ülkesinin en büyük şikayetleri enflasyondu. Enflasyonla tanışmaları ve ne yapacaklarını sormaları beni şaşırttı. Bu durum Türkiye için olumlu zemin oluşturacaktır" diye konuştu.

Penti, Çin baskısını inovatif ürünlerle aştı

ÖĞRETMEN Çorap ve Penti'nin Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, Çin'deki enflasyonun artışı, faiz oranlarının yükselmesi ve ihracata yapılan teşviklerin azalmasıyla Avrupa ile Amerika'daki haksız rekabetini bitireceğini belirterek şunları söyledi: "AB ve Amerika'da Çin ürünlerinin ciddi bir baskısı sözkonusuydu. Bu ülkeler de artık ucuz malların riskini görüyor ve bu ucuz malların tüketiciler için gerçek bir anlam olmadığını anladı. Çin'in üretim süreçlerinde sosyal sorumluluğa uygunluktan uzak oluşu da tüketicileri endişelendiriyor." Amerika'ya ve dünyanın en büyük perakendecisi Wal-Mart'a yüksek katma değerli ürünlerle girdiklerini anlatan Kariyo, "Wal-Mart ince kadın çorabı koleksiyonunda önemli bir ürün gamına talip olduk. İhracattaki Çin baskısının yüksek kaliteli ve inovatif ürünlerle aşılacağını kanıtladık" dedi.

 

16 Mayıs 2008
 
Otomotiv, inşaat ve beyaz eşyaya çelik zammı kapıda
 
 
 
 

ABD mortgage piyasasındaki zararını tarımsal emtia piyasasında yüklü pozisyonlar alarak kapamaya çalışan spekülatör yatırımcılar gıda fiyatlarının tavan yapmasına neden oldu. Şimdi de çelik, bakır, çinko gibi sanayi emtiası piyasasına yapılan yatırımlar büyük sanayicilerin gözü gibi sakındıkları projelerinden bile vazgeçmelerine neden olmaya başladı.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, ABD dolarının kan kaybı ile başlayan alternatif yatırım arayışında iyice şişen hammadde fiyatları dev çelik şirketlerinin maliyetlerinin bir anda katlanmasına neden oldu. Her sene maden şirketleri ile çelik devleri arasında karşılıklı görüşmelerle ayarlanan ve geçen sene yüzde 65 olarak kabul edilen demir cevheri fiyatlarındaki artış bu sene yüzde 71 olarak kabul edildi. Çelik üretiminde demir cevheri dışında kullanılan kok kömürü ve levha çelik fiyatları ise neredeyse ikiye katlandı. Aralarında geçen sene birleşerek dünyanın en büyük çelik şirketi olan ArcelorMittal'in de bulunduğu çelik şirketleri artan maliyetlerinin çaresini müşterilerine yansıtmakta buldu. Hal böyle olunca son 6 ay içinde küresel çelik fiyatları yüzde 40 ila yüzde 50 arasında yükseldi. Çeliğin ton başına fiyatı küresel krizin başlaması sonrası 120 euroya kadar çıkınca ise gemicilikten, petrol ve doğalgaz aramalarına kadar Türkiye'den Çin'e, ABD'den Venezüella'ya dünya çapında bir çok proje bir bir iptal edilmeye başlandı.
 
Köprü ve ev inşaatları bile iptal ediliyor
Türkiye'de inşaatçılar çelik üreticilerinin fiyatlarında indirime gitmesi için 8 şehirde birden 15 günlük eyleme hazırlanıyor. Hindistan'da ise yüksek çelik maliyetleri yüzünden hükümetin en önemli projelerinden olan bir köprünün inşaatı iptal edildi. Hintli müteahhitler ise ana girdileri olan çeliğin giderek pahalanması karşısında düşük gelirliler için yapılan konut inşaatlarını iptal etmeye ya da ertelemeye başladı. Hintli müteahhitlet hükümetten çelik fiyatlarının önümüzdeki 3 ay içinde dondurulmasını talep ederken, Venezüella'da Chavez hükümeti çelik fiyatlarını kontrol altına alabilmek için ülkenin en büyük çelik üreticisini kamulaştırdı ve çeliğin yurtdışına satışına da sınırlama getirdi. ABD'li petrol şirketleri ise artan çelik fiyatları yüzünden petrol arama çalışmalarının riske girmesinden yakınıyor.
Aralarında Güney Koreli Daewoo gibi gemicilik sektörü liderlerinin, NTCH gibi cep telefonu operatörlerinin ve RoyalDutchShell gibi petrol devlerinin de bulunduğu bir grup şirket projelerini iptal etmeye başlayanlar arasında gösteriliyor. Hammaddede küresel arzın giderek düştüğü bir dönemde ABD'de yaşanan mortgage krizi sonrası küresel yatırımcının değişen risk algısı zaten emtiaya olan talebi artırmıştı. Üzerine Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan piyasalarda yaşanan hızlı sanayileşme süreci eklenince hem demir cevheri gibi hammddelerin hem de çeliğin fiyatındaki patlamalar kaçınılmaz oldu.
 
Çeliği ucuza üretmek için nikeli azalttılar
The Wall Street Journal'a göre bu çelik fiyatlarının henüz zirve yapmamış hali. Hatta dünyanın en büyük çelik üreticisi olan ArcelorMittal'in CEO'su Lakhsmi Mittal bir konferansta "Çelik fiyatları henüz zirve yapmadı, gördüğümüz şey sadece artan maliyetlerin her ay çelik fiyatlarına yansımasından ibaret" açıklaması ile dikkat çekmiş, küresel çelik fiyatlarının daha da artacağı beklentilerini artırmıştı. Küresel çelik piyasasını tekel sayılabilecek kadar belli başlı dev şirketlerin yönetiyor olması ise havacılık sektöründen, inşaata, gemicilikten telekomünikasyona kadar bir çok sektörden müşterinin pazarlık gücünü kısıtlıyor. ArcelorMittal Avrupa'daki satışlarını demir cevheri, enerji ve ulaştırma maliyetlerini sebep göstererek yüzde 20 artırdı ve ton başına 120 euroya kadar yükseldi.
Çelik şirketleri de kısa vadede kârlı gibi görünseler de bu durumdan rahatsız. The Wall Street Journal'ın haberine göre yüksek fiyatlarının satışlarını olumsuz etkilemesinden korkan çelikçiler kendi içlerinde yeni önlemler almaya başladı. Bir çoğu maden şirketlerinden demir cevheri satın almak yerine kendileri demir cevheri madenlerini almaya ve işletmeye başladı. Nippon Steel gibi Japon çelikçiler bu ay maliyet kesintilerinde gaza basacaklarını, hatta işten çıkarmalara bile gideceklerini duyurdu. Bazı çelik şirketleri ise ürettikleri çeliği nasıl daha ucuza mal edebilecekleri ve müşterilerinin alüminyum ya da plastik gibi daha ucuz ikame mallara kaymasını nasıl engelleyebilecekleri üzerine kafa yoruyor. Finlandiyalı üretici Outokumpu artık çelik üretirken daha ucuza mal olması için daha az nikel kullanıyor. Şirketler dışında hükümetler de ihracat yasakları ile çeliğin iç piyasadaki fiyatını sabit tutmaya çalışıyor. Ancak uzmanlara göre tüm bu önlemler etkisini gösterene kadar çelik fiyatları yüksek kalmaya devam edecek.
 
 
Sektörlere etkisi
İnşaat bir ay sonra zorlanacak
Fiyat artışlarından olumsuz etkilenen sektörlerin başında gelen inşaatta, en çok kullanılan yuvarlak ve çekme demirlerde ekimden itibaren ton başına yüzde 110'a varan oranlarda artışlar oldu. Fiyat artışlarının durmaması ya da zararlarının giderilmemesi, birçok müteahhit, inşaat malzemeleri tedarikçisi ve taşeronu düşündürmeye başladı. "Bu bir afettir" diyerek inşaat, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri için acil önlem alınması uyarısında bulunan Türk Mühendisler Birliği Başkanı Bülent Gürsoy, "Kimse farkında değil ama tahminen bir ay sonra inşaat başta olmak üzere otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde felaketler olacak. İnşaatta kullanılan yuvarlak ve çekme olarak tabir edilen demirlerde ekimden itibaren ton başına yüzde 110'e varan oranlarda artış var. Beş blok bina yapmak için 5 milyon YTL'lik demire ihtiyacınız varsa, şu anda bu demire 11 milyon YTL ödüyorsunuz. Bu demirleri satmaya bile kalksanız kimse almaz" dedi.
 
Otomotive haziran sonrası yansır
Ağırlıklı stokla çalışan ve yılın ikinci büyük alımını haziranda yapacak olan otomotiv sektörünün, fiyat artışından kaynaklanan sorunları yaz aylarında hissetmeye başlaması bekleniyor. Ege Otomotiv Derneği Genel Sekreteri Kasım Gündüz, sektörün endişeli bir bekleyişte olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Şu an kapasite düşüşü yok ama asıl acısı haziran-temmuz sonrası çıkacak. Sektörde yan sanayici daha çok AB'ye ihracat yapıyor. Rakibimiz Çin, Hindistan ve Mısır'ın ise demir üreticileri ile sabit fiyatlarda 10 yıllık anlaşmalar yaptığını duyuyoruz. İçerde Erdemir gibi işletmelerden alım yapamayan bazı yerli firmalar, yurtdışından ucuz hammadde ithal ediyor. Bu da yerli ara malı üreticisini vuruyor. Çok kısa sürede otomotivde sacın ve metalin kullanıldığı yürüyen aksam ve kaporta imalatı yapan 30-40 bin civarında firmada büyük sıkıntı olacak. Sektörün ortalama 2-3 milyon kişiye istihdam sağladığı düşünülürse, uzun vadede istihdamda nasıl bir sıkıntı yaratacağı da ortaya çıkar."
 
Vestel nihai ürün fiyatını yüzde 3 artırdı
Beyaz eşya sektörünün en temel hammaddesi sac fiyatları ise son altı ayda ton başına yüzde 70 arttı. Bu durum nihai ürün fiyatlarına da yansıdı. Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, sacın beyaz eşya üretiminin en temel hammaddesi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Beyaz eşya üretiminde sac herşey demek. En temel hammadde olan sactaki bu fiyat artışı, maliyetlere de yansıyor. Bunun da nihai ürün fiyatlarına yansımaması kaçınılmaz. Biz de bir süredir fiyatlarda ufak ufak artışlar yaptık. Beyaz eşya ürün fiyatlarında yüzde 2-3 oranında artışlar uygulamaya başladık. Burada önemli olan bir diğer nokta da, tüketicinin bu artışları nasıl karşılayacağı. İleride tüketim talebinde de bir daralma olabilir. Şu an için bir sorun yok ama sonra ne olur bilemem."

 
 

Bugün 4 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol